Az önce bir şeyi fark ettim; hani teknoloji özürlü biri olarak değil de bu konuya yabancı biri olarka düşünün: Ben bloguumun adresini bilmiyorum. Evet aynen öyle. Daha önce bir kaç kere alakasız bir kaç blog okuduğmdan olsa gerek çoğu şey hakkında en ufak bir fikrim yok. Ben blog değil, sözlük yazarıyım. Onların kültürüne alışığım daha çok ve oraya yazamadıklarımı buraya yazacağım. amiyane bir tabirle 'kusacağım'.
Şimdi düşündüm de burayı takip etmeniz için hiçbir sebep yok. Ama ben tabiki yersiz bir havayla size "Gidin okumayın burayı!" demeyeceğim. Henüz demeyecğeim en azından. Peki sen değerli ookuyucu, sen niye takip edeceksin bu blogu? Bilmiyorum, inan bana bilmiyorum. Ama iszle yine de, belki arada güleriz beraber. Belki bazı ayrıntılara şahit oluruz. Hiçbir şey olmasa bile hayata savaş açmış ve yenilmiş birinn birinci elden psikolojisini inceleme fırsatın olacaktır. Yani yanlış anlama ama, çevremde bu anlara şahit olmak isteyecek kişi sayısı çok fazla. Kapalı kutuyum ben onlara göre, ki haklılar da. Baksana hayatımda kimseye (bir kişi hariç) yazmadığım şeyleri yazıyorum buraya. Birinci elden okuyabilirsin. Yorum yapma hakkın da var sanırım, emin değilim. Yani birkaç şeye 'tik' koydum blogu oluştururken; ama emin değilim. Neyse; ben kendime gülüyorum acıyla. Sen de belki keyif alırsın bundan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder