14 Mart 2009

Whatever

Telefonu az önce kapadım. Zannediyorum bir şeyler yazmak istiyorum. Az önceki "deneme" yazımın burada blog işleri ile ilgili az miktarda bilgimin yüzüme vurucusu olarak kalmasını istediğimi söylemeden geçemeyeceğim bu arada.

Bir sözlükte okur olalı yıllar, yazmaya başlayalı ise henüz iki ay oldu. "her neyse" nin hikayesi, "Neyse"nin beni bir sözlüğe çağırmasından başlar tabi. Aramızda dönen şakasını söylemeyeceğim ama hedefimiz çok ünlü olmaktı, çok. Sevgili Neyse, parçası olduğumuz sözlükte bunu hayli başarmış olsa da, bendeki "her şeyden çabucak sıkılma eğilimi" bu noktada devreye girdi. Çok şey bilip çok entry yazamamak kötü bir şey, ama çok şey bilip yazmaya üşenmek daha kötü, bu kadarını söyleyeyim. Gerçi bunun senelerdir bilgisayar kullanmama rağmen hala on parmak metoduna geçemeyişimle de bir ilgisi olabilir, bilemiyorum.

Demek istediğim, arada bir, okunup okunmayacağını bilemediğim bu güzel blogda yazacağım, ve bunu da - sözsüz anlaşmalarımız gibi - kafama estiği anda, canım istediğinde yapacağım. 

Görüşmek üzere.

1 yorum:

neyse dedi ki...

okunacaksın. her zaman. bu yazını postladıktan sonra uzun zaman geçti ve ben okudum. tıpkı o günkü gibi.